TÜKETİM TOPLUMUNDA BİLİŞİM
ÖZET
Küreselleşmede teknolojik yapı farklılaşmasının en önemli sonucu belki de mekânsal farklılaşmanın meydana gelmesidir. Mekânsal farklılaşma, mekânsal yeniden konumlandırmaya yol açmış ve bununla beraber üretimin farklı mekanlarda devam etmesi sonucu doğmuştur.[1] Üretimin farklı mekanlarda devam etmesi ise insanlara yalnızca yaşadıkları mekânda üretilen ürünleri değil küresel olarak herhangi bir sınırlama olmaksızın her türlü ürüne ulaşma ve tüketme imkânı tanımaktadır. Lefebvre, bunu tüketim mekânından, mekânı tüketmeye doğru hareket olarak tanımlar.[2]
İletişim ve bilgi teknolojilerinin yani bilişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte kapitalizm açısından homojenleştirme olgusu hız kazanmıştır. Öncelikle ekonomik bütünleşmenin sağlanması, akabinde politik bütünleşme ve bilişim teknolojilerinin de yoğun etkisiyle birlikte modernizm süreci tüm dünyayı sarmıştır. Modernizm ile kültürel bütünleşmenin sağlanması da kaçınılmaz hale gelmiştir.
Tüm bunların gerçekleşmesinde ulus-devletin homojenleştirmeye olan etkisi de yadsınamayacak boyuttadır. Tek hukuk, tek dil gibi politikalarla politik homojenleştirme sağlanmış bununla beraber de finansın dolaşımı kolaylaştırılmıştır.[3] Dolayısıyla finansın dolaşımının kolaylaşması da küreselleşmeyi kolaylaştırmıştır.
Kültür, tarihi süreçte, bireyin içinde bulunduğu topluluğun istek ve beklentilerine uygun şekilde ve o topluluğun içerisinde yaşayarak öğrendiği ve bu şekilde de nesillere aktarılan, bunun sonucu olarak da topluluk içerisinde kabul gördüğü kavramdır. [4] Bu yönüyle her kültür, bulunduğu coğrafya faktörüne de bağlı olarak belirli üretim ve tüketim ilişkileri ekseninde hareket etmekte idi. Gelinen noktada bu süreç değişmiştir. Bunun nedeni iletişim ve bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte bireyin alışkanlıkları üzerinde belirleyici unsurun içinde bulunduğu toplumdan çok daha fazlası olmasıdır. Bununla beraber kültürler de tek tipleşmiş, küreselleşmenin etkisiyle bireyin tüketim alışkanlıkları değişmekle kalmamış, doğrudan yeni homojen kültürden etkilenir hale gelmiştir. Tüketme arzusu toplumların ve özellikle de genç nesillerin yaşama amacı haline gelmiştir. [5] İnsan bu amaç doğrultusunda önce araçsallaştırılmış daha sonra ise tüketilen olgular arasında yer almış, tükenmiştir. İnsanlar "anı yaşamak" duygusunun vereceği mutluluk beklentisi üzerinden popüler kültürün dayatmalarını sevimli görmeye başlamıştır.
Kapitalist sistem kar elde etmek amacıyla meta üretmektedir. Meta somut bir değer üzerinden oluşturulabileceği gibi soyut bir kavram ya da değer üzerinden de oluşturulabilmektedir. Günümüzde meta bilişim sistemlerindeki gelişmeler vasıtasıyla daha çok duygular üzerinden oluşturulmaktadır. Meta aracılığıyla ortaya bir değer çıkmakta ve bu değer de paraya dönüşerek karlılık sağlamaktadır. Marx'a göre tüketim araçları kapitalizmin metalarıdır. Tüketimi ikiye ayıran Marx, gerekli ve lüks araçlar ayrımına gitmiştir. Lüks tüketim araçları kapitalist sınıfın bir üretimi olup tüketicilerin ihtiyaçları için değil yalnızca pazarda satış ve kar elde etme maksadıyla üretilmektedirler. Freud ise insanları tüketime iten unsurun hayvani bir içgüdü olduğunu ve insanın özyapısı tarafından haz elde etmek ve doyum sağlamak amacıyla buna yönlendirdiğini düşünmektedir. Kapitalizm ise her insanın bulunduğu çağın şartları içerisinde güncel bir haz türü ile aldatarak kişiyi tüketime yönlendirmektedir.
Baudrillard ise küreselleşme ile birlikte, tüketimin ihtiyaçları karşılamak dışında gösterge ve semboller aracılığıyla başka anlamları karşıladığını söylemektedir. Statü bunun en önemli örneğidir. İnsanlar belirli ihtiyaçlara istinaden, klasik kar-maliyet ilişkisi çerçevesinde tüketmekte iken gelinen noktada tüketimin kendisi toplumsal alanda adeta statü göstergesi haline gelmiştir. Bununla beraber insanlar için öncelikli olan ihtiyaçlardan ziyade tüketim haline gelmiştir.[6] Diğer bir ifade ile tüketici, rasyonel ihtiyaçlarını karşılamak yerine arzularının tatminini sağlamaya çalışmaktadır. Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda birey, tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve saygınlık getirdiğine inanır. Tüketiciler açısından bu eylem bir noktadan sonra zorunluluk ve aynı zamanda alışkanlığın bir parçası olur.
Baudrillard, tüm bunların tüketim toplumunda bilişimin de iç içe olmasıyla, gerçekliğin yok oluşundan bahsetmektedir. Simülasyon teorisinde gerçekliği sınıflandırmış ve bunlardan biri olarak hipergerçeklik kavramını tanımlamıştır. Hipergerçeklik kuramına göre, gerçekler artık işlemsel bir prosedür halini almıştır. Günümüz dünyası artık bildiğimiz gerçekliğin değil onun yerine geçen simülasyonların dünyasıdır. Dolayısıyla gerçeğin modeller aracılığıyla türetilmesine hipergerçek yani simülasyon denilmektedir.[7]
Bilişim teknolojileri ile yeni tüketim alanları da ortaya çıkmıştır. Günümüzde dijital platformlarda üretilen içerikler, insanların hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan temel ihtiyaçlardan daha çok tüketilir hale gelerek Baudrillard'ın hipergerçeklik kavramını akıllara getirmektedir. Hipergerçek, bize sunulduğu şekliyle kabullendiğimiz fakat aslında öyle olmayan her türlü meta için kullanabileceğimiz bir kavramdır. Günümüzde sanal dünyalar yaratılmış, fiziki karşılığı bulunmayan arsalar, dükkanlar, eşyalar ve daha birçok şey gerçek para ile satın alınabilir ve satılabilir hale gelmiştir. Metalaştırma hareketinin zirvesi olarak kabul edilebilecek "Metaverse" gibi sanal platformlarda insanlar arkadaş edinebilmekte, konserlere katılıp eş zamanlı ve "canlı" olarak sanatçıları dinleyebilmekte ve hatta sanal konsere katılan diğer izleyicilerle sosyalleşip iletişim kurabilmektedirler. Böylesi bir hipergerçekliğin altyapısı ise sosyal medya platformları ile atılmıştır. Sosyal medya insanların dilediği kişiyi takip edebildiği ve takip ettiği kişinin dijital platformda gerçekleştirdiği eylemlere reaksiyon gösterebildiği mesafe ve zaman sınırı olmaksızın özgürce hareket edebildiği alanlardır. Dünya nüfusunun yarıdan fazlası aktif olarak en az bir sosyal medya platformu kullanmaktadır.[8] Sosyal medya platformlarının bu denli büyük çapta kullanıcı kitlesine ulaşmasıyla yeni meslek gruplarının da ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bunlar arasında tüketim toplumu ve bilişim ile doğrudan doğruya ilgisi bulunan "influencer" dikkat çekmektedir. Influencer, kelime anlamıyla etkileyen kişi demektir. Influencer marketing olarak da bilinen pazarlama türünü icra eden kişilere toplumda bu şekilde hitap edilmektedir. Bu meslek grubu sosyal medyada sahip oldukları büyük takipçi kitlelerinin satın alma kararlarını etkileyerek anlaşmalı oldukları ürün veya hizmet satıcılarından ücret almaktadırlar. Günlük sosyal medya kullanım süresi ise ortalama 2 saat 27 dakika olarak tespit edilmiştir. Ayrıca sosyal medya kullanıcılarının %54,5'i markaları, kullandıkları sosyal medya platformlarından araştırmaktadır. 2021 yılında dünyadaki influencer sayısı ise yaklaşık 38 milyon kişi olarak tespit edilmiştir. Tüm bu araştırmalar ışığında, günümüzde dijital platformlar üzerinden yürütülen reklam çalışmalarının ana akım medyaya nazaran çok daha etkili olacağını kabul etmemek mümkün değildir. Bu noktada "influencer" dediğimiz ve takipçi kitlelerinin tüketim alışkanlıklarını yönlendirerek para kazanan insanların işlerinin, bilişim teknolojileri gelişmeye devam ettikçe kolaylaşacağı da aşikardır. Hatta 2022 yılı içerisinde influencer pazarlamasının ticari büyüklüğünün 16 milyar dolar seviyesine gelmesi beklenmektedir.[9]
Sosyal medya yalnızca ürün ve hizmet pazarlamasında değil aynı zamanda insanların kendilerini de metalaştırarak büyük takipçi kitlelerine ulaşmalarında etkili bir araç konumundadır. Facebook, YouTube, Twitter, İnstagram ve TikTok bu platformlardan başlıcaları olup binlerce sosyal medya platformu milyarlarca insan tarafından aktif olarak kullanılmaktadır.[10]
Tüketilenlerin soyutlaşması, gelinen noktada tüketimi daha da artırmış ve mental olarak da toplumları daha çok etkiler hale gelmiştir. Özellikle sosyal medya aracılığıyla insanlar gerçeği yansıtmayan imajlar oluşturmuştur. Bu imajlar pahalı arabalar, lüks restoranlar, marka giysiler ve hatta besledikleri evcil hayvanların ırkı ile bile yaratılabilmektedir. Hayvanların yalnızca para karşılığında alınıp satılmasına karşı olmakla birlikte, son yıllardan örnek vermek gerekirse, Türkiye'de neredeyse hiçbir şekilde üretilmeyen kedi ırklarından Scotish Fold ve British Shorthair cinsi kediler insanlar tarafından konutlarında üretilir hale gelmiş, Poodle cinsi köpek ırkı ise geçtiğimiz yıllarda insanlar tarafından tercih edilmediği için bulunamaz iken günümüzde ortalama 10.000 ile 20.000 TL arasında alıcı bulmaktadır. Bu hususta da yine sosyal medyanın rolü çok büyüktür. Kitlelerin takip ettiği "sosyal medya fenomenleri" bunu adeta bir statü göstergesi haline getirmekte ve takipçilerinin tüketim alışkanlıklarını rahatlıkla yönlendirebilmektedirler.
Bahsedilen platformlar aracılığıyla tüketimi cazip hale getirilen ve ihtiyaçmış gibi gösterilen şeyler eşya, ürün, hizmet ve hatta hayvanlarla sınırlı kalmamış, insan vücudu da metalaştırılarak tüketilen bir olgu haline getirilmiştir. Hedonik tüketim anlayışının en önemli aracılarından olan geleneksel medya ile bu durumun temelleri atılmıştır. Foucault’a göre kişiyi beden ve iktidardan ayırmak mümkün olmamaktadır. “Öznenin değerlerini, söylemlerini, norm ve davranışlarını bizzat kuran, değiştirip geleceğe taşıyan iktidar, bütün bunları yaparken onun bedeninden mutlaka istifade etmektedir. Böylece bedenin kendisi de bir iktidar alanı ve göstergesi haline gelerek sosyolojik bir olguya dönüşmektedir.” [11] Buna literatürde idealize edilen beden denilmektedir. Geçmişte geleneksel medya ve televizyon aracılığıyla dayatılan ideal beden algısı, sağlıklı olmanın çok ötesinde “tüketime hitap eden” ve cazip görünen bir perspektifle insanlara sunulurken, günümüzde ise buna aracılık eden en büyük platform sosyal medyadır. [12] Tüm dünyada milyarlarca kullanıcının gününün yaklaşık yüzde onunu seve seve ayırdığı bu platformlar kitlelerin duygularına da yön verir hale gelmiştir. İdealize edilen bedene ulaştığında daha çok beğenileceği beklentisi üzerinden kurulan mutluluk hayalleri milyonlarca insanın tüketim alışkanlıklarını ve hatta yaşam tarzlarını yoğun bir biçimde etkilemektedir. Bununla beraber spor merkezleri yaygınlaşmış ve günümüz şartlarında sağlıklı olmak için kullanılması beklenen bu ortamların aslında daha çok form elde etmek beklentisiyle kullanıldığı bireylerin spora yönelme nedenleri ve beklentilerinin gerçekleşme düzeylerini tespite yönelik bir araştırma sonucu gözler önüne serilmiştir. Ankara’daki özel spor merkezlerinde yapılan bu araştırmaya göre; sağlıklı olmak, zayıflamak, hareket etmek ve stres atmak gibi beklentilerin karşılanmadığı analitik olarak tespit edilmiştir. [13]
İdealize edilen beden olgusu doğrultusunda insanların belli bir form elde etme isteği küreselleşmenin tek tipleştirici etkisinin de en önemli örneklerinden biridir. İnsanlar sosyal medya aracılığıyla filtreli hayatlarını insanlara göstermek istedikleri haliyle sunarak idealize edilen algılara hitap etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Baudrillard bu hususa ilişkin olarak modanın da etkisinin büyük olduğundan bahsetmektedir.[14]
Tüketim toplumunda bedenler üzerinden oluşturulan algı o denli etkili olmuştur ki yapılan araştırmalara göre belirli coğrafyalarda tercih edilen estetik ameliyatların türleri oldukça dikkat çekicidir. Uzakdoğu Asya ülkelerinde en çok tercih edilen estetik operasyon göz kapağı ameliyatlarıdır. Bu coğrafyada yaşayan insanlar Avrupalıların sahip olduğu gözlere sahip olmak istemektedirler. Yine Asya ülkelerinden Çin ‘in dış işleri bakanlığında çalışmak isteyen erkekler için ön koşul olarak en az 150 cm boy uzunluğuna sahip olmak gerekmektedir. Göz kapağı operasyonlarından sonra en çok tercih edilen ikinci estetik türü ise çok uzun ve acılı bir süreç olmasına rağmen boy uzatma ameliyatlarıdır. İngiltere’de dudak kalınlaştırmaya yönelik olarak yaptırılan dudak operasyonları, Hint coğrafyasında ise yüz gerdirme operasyonlarının yoğunlukta olduğu gözlemlenmektedir. Tüm bu veriler incelendiğinde küreselleşmenin tek tipleştirici etkisinin insan bedenleri üzerindeki etkisi çok net gözlemlenmektedir.
Tüm bu süreçlerle beraber insan ilişkileri de hızlı tüketilir hale gelmiştir. Gerek ana akım gerekse sosyal medya aracılığıyla kısa süreli ilişkiler insanlara cazip gösterilmektedir. Özellikle sinema sektöründe oluşturulan algı ile çoğu toplumun kültürünün parçası olmayan, bir insanı elde ettikten sonra başka bir insana ulaşma olgusu toplumlar tarafından kabul görmüştür. Küreselleşmeyi destekleyenlerin bu durumu istemelerinin sebebi; insanların birbirlerini elde etme sürecinde tüketime çok daha meyilli olmalıdır. İlişkinin başlarında pahalı hediyeler ve gösterişli ortamlar ile her iki taraf da tüketime odaklı iken ilişkinin ilerleyen safhalarında hayatın müşterek olduğunun bilincine varmakta ve geleceğe dair somut adımlar atmak, yatırım yapmak, tutumlu olmak gibi yönelimlerle tüketimleri azalmaktadır. Bu ise kapitalizmin istemediği bir durumdur. “Anı yaşamak” ve kendilerine dayatılan diğer popüler kültür olguları ile bağdaşmamaktadır. Günümüz Türkiye’sinde evliliklerin ömürlerin her geçen yıl daha da kısalmaktadır. TUİK verilerine göre 2021 yılı boşanma istatistikleri incelendiğinde, evliliğin ilk 5 yılı içerisinde gerçekleşen boşanmaların o yıl gerçekleşen boşanmalara oranı %33,6,’dır.[15] Bu oran her geçen yıl yükselmekte ve başka sebeplere de bağlı olarak değişim gösterebilmektedir. Fakat bu oranın her geçen yıl artmasının tüketim toplumu ve küreselleşme ile ilişkilendirilmesi yanlış olmayacaktır.
Küreselleşme-bilişim teknolojileri ekseninde incelendiğinde sosyal medya platformlarının yanı sıra bireylerin sanal mecraların tamamında bırakmış olduğu “dijital izler” de önem taşımaktadır.[16] Günümüz dünyasında internet; eğitim, sağlık, sosyalleşme, alış-veriş, ticaret ve hukuk gibi birçok alanda vazgeçilemez hale gelmiştir. Tüm bu alanlarla ilgili internet üzerinden gerçekleştirilen faaliyetler esnasında kullanıcılar dijital izler bırakmaktadır. Herhangi bir forum sitesine üye olmaktan tutun da çalıştığımız firmanın kurumsal e-postalarının kullanımına kadar hayatın her alanında internette izler bırakmaktayız. Bu izlerin büyük bir bölümü ise kişisel verileri barındırmaktadır. Kişisel Verilerin Korunması Kanununa göre, kişisel veriler, kişiyi belirli, belirlenebilir yapan her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Kimlik, iletişim, özlük, sağlık, biyometrik gibi bilgilerimiz kişisel verilerimiz olduğu gibi hobi ve alışkanlıklarımıza ilişkin bilgiler de kişisel verilerimizdendir. İnternetten ayakkabı satın alıp ürünün beden bilgisini sisteme girdiğimizde; artık ayakkabı numaramız, adresimiz, iletişim bilgilerimiz, kimlik bilgilerimiz ve finans verilerimiz ayakkabı satın aldığımız dijital platform ile paylaşılmış ve onların veri depolarında yerini almış olmaktadır. Bu ve bunun gibi her gün milyonlarca insan tarafından gerçekleştirilen milyarlarca dijital işlem aracılığıyla kişisel veriler de işlenmeye devam edilmektedir.
Bununla beraber kullanıcıların hem kişisel profilleme çalışmaları hem de tüketim ve tüketim eğilimlerini profilleme çalışmaları yapılabilmektedir. Dünyada hukuki altyapısı çok yakın tarihlerde atılan kişisel verilerin korunmasına yönelik kanuni düzenlemelerin yetersiz kaldığı ise aşikardır. Gelişmiş-az gelişmiş ayrımı olmaksızın ülkelerin ekonomilerini yöneten çok uluslu şirketler tarafından satın alınan, toplumların ve hatta çok daha özele inilerek bireylerin tüketim eğilimlerini tespite yarayan veriler, yapay zekâ teknolojilerinin sağlamış olduğu kolaylıkla da kişilerin yakın gelecekteki tüketim alışkanlıklarını yönlendirmede de araç olarak kullanılmaktadır. [17] Bu sebeple yirmi birinci yüzyılda çok sayıda büyük çaplı veri ihlali ve veri hırsızlığı ile karşı karşıya gelinmiştir. Yahoo 2016 yılında yaptığı duyuruda, 2013 yılında 3 milyar kullanıcı hesabının veri ihlalinden etkilenerek ifşa olduğunu belirtmiştir. Alibaba isimli e-ticaret şirketi ise 2019 yılında yaptığı duyuruda 1,1 milyar kullanıcının cep telefonu ve kullanıcı adı bilgilerinin çalındığını kamuoyuna bildirmiştir.[18] Yine Linkedİn ve Facebook gibi milyarlarca kullanıcının aktif olduğu sosyal medya platformlarında da benzer ihlaller yakın zamanda gerçekleşmiştir.
Çok uluslu şirketlerin bu verileri elde etme çabalarının sebebi, kişilerin tüketim alışkanlıkları üzerinde etkili olabilme isteğidir. Elde edilen veriler arasında kişinin internet arama geçmişinden, sağlık ve finans verilerinden tutun da anlık konum bilgisine kadar oldukça özel veriler bulunmaktadır. Özel hayatın gizliliğinin ihlaline göz yumulan ve veri ihlallerinden etkilenen kişi sayısına bakılmaksızın tüm bu hukuka aykırı ve hatta suç teşkil eden uygulamalara halen daha engel olunamaması da aynı zamanda küreselleşmenin bir sonucudur. Küreselleşme ile birlikte güçlenen çok uluslu şirketler gelinen noktada devletlerden bile güçlü bir konuma gelmişlerdir. Cambridge Analytica skandalıyla gündeme gelen Facebook (güncel haliyle META) CEO’su Mark Zuckerberg, kullanıcı verilerinin gizliliğiyle alakalı ihlalden kaynaklanan yargılamada bizzat sorumlular arasında gösterilmektedir. Söz konusu skandalda 50 milyondan fazla Facebook kullanıcısının kişisel verilerine, siyasal analiz firması olan Cambridge Analytica tarafından erişilmiş ve ABD seçimlerini etkileyebilecek konuma gelmiş idi.
Sonuç olarak tüketim toplumunda asıl olan ihtiyaçlardan ziyade tüketimin kendisi haline gelmiştir. Bunun birçok sebebi bulunmakla birlikte ana etken gelişen bilişim teknolojileri ile birlikte kültürel homojenleşmenin sağlanmasıdır. Kültürel homojenleşme beraberinde ortak tüketim ihtiyaçlarının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ortak tüketim ihtiyaçlarının yaratılmasındaki en güçlü silahlardan biri ise popüler kültürdür. Gelişen teknoloji ile birlikte yalnızca toplumların tüketim alışkanlıkları tespit edilmekle kalmamış aynı zamanda bireyler ve toplumlar için yeni ihtiyaçların ortaya çıkarılması ve dayatılması oldukça kolay bir hal almıştır. Dijital platformların dünyada yaygın ve yoğun kullanımıyla birlikte erişilebilir kişisel veri miktar ve niteliği de her geçen gün artmaya devam etmektedir. Çok uluslu şirketler tarafından kullanılan tüm bu veriler yeni bir homojen toplum olan tüketim toplumunun oluşmasında ve yönlendirilmesinde araç olarak sosyal medya, moda, sinema, sağlık endüstrisi ve bilgisayar oyunları gibi birçok platformu kullanmaktadır. Bunun bir sonucu olarak da çok uluslu şirketlerin kitleler üzerindeki yönlendirebilme kabiliyeti artmış, bununla doğru orantılı olarak da finansal büyüklükleri artmıştır. Küreselleşme böylece hız kazanmış ve daha da güçlü bir yapı haline gelmiştir. Tüketim toplumu küreselleşmeye, küreselleşme ise tüketim toplumuna hizmet eder bir hal almıştır. Geçmişte kâr-maliyet ilişkisi çerçevesinde insanlar ihtiyaçlarını tüketirken, günümüzde tüketimin kendisi tüketilmeye başlanmış ve en nihayetinde de tükenen şey insanlar olmuştur.
Dipnotlar
- Husik GHULYAN, “Lefebvre’nin Mekân Kuramının Yapısal ve Kavramsal Çerçevesine Dair Bir Okuma”, ÇYYD, 26(3) Temmuz 2017, s. 1. ↩
- Husik GHULYAN, “Lefebvre’nin Mekân Kuramının Yapısal ve Kavramsal Çerçevesine Dair Bir Okuma”, ÇYYD, 26(3) Temmuz 2017, s. 18. ↩
- Örsan A. AKBULUT, “Kapitalizm ve Uluslaşma” Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47, Sayı 3, 2014, s. 30. ↩
- TDK, https://sozluk.gov.tr/ E.T.26.05.2022 E.S. 18.30. ↩
- Melek COŞGUN, “Popüler Kültür ve Tüketim Toplumu”, Batman Üniversitesi Uluslararası Katılımlı Bilim ve Kültür Sempozyumu 18-20 Nisan 2012 Batman, Türkiye, s. 838. ↩
- Jean BAUDRİLLARD, Tüketim Toplumu, Ayrntı Yayınları, İstanbul 2013 s. 61-62. ↩
- Jean BAUDRİLLARD, Simülakrlar ve Simülasyon, İstanbul 2021, s. 14. ↩
- Retro Digital Marketing, https://recrodigital.com/dijital-2021-raporunda-turkiye-ve-dunyada-internet-ve-sosyal-medya-kullanimi-karsilastirmasi-ocak-2021/ E.T. 25.05.2022 E.S. 23.04. ↩
- https://creatorden.com/influencer-marketing-2022-durum-raporu/ E.T. 15.05.2022 E.S. 03.17. ↩
- WeAreSocial, Hootsuite, Digital 2021 Global Overview Report, https://www.guvenliweb.org.tr/dokuman-detay/we-are-social-ocak-2021-raporu, E.T. 26.05.2022, E.S. 02.56. ↩
- https://github.com/thunlp/CAIL/blob/master/README_en.md (E.T. 16.12.2019) ↩
- Orhan BİNGÖL, “Foucault’da İktidar, Beden ve Özne Üçlüsü”, s. 327-328↩
- Jean BAUDRİLLARD, Tüketim Toplumu, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2013, sf.60. ↩
- Nevzan Şelale AKÇA, Hakan SUNAY, “Özel Spor Merkezlerine Üye Olan Bireylerin Spora Yönelme Nedenleri ve Beklentilerinin Gerçekleşme Düzeyleri”, Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2019, Haziran, s.1487. ↩
- Jean BAUDRİLLARD, Tüketim Toplumu, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2013, s. 67. ↩
- Türkiye İstatistik Kurumu, Evlenme ve Boşanma İstatistikleri, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Evlenme-ve-Bosanma-Istatistikleri-202145568#:~:text=Bo%C5%9Fanan%20%C3%A7iftlerin%20say%C4%B1s%C4%B1%202021%20y%C4%B1l%C4%B1nda,binde%202%2C07%20olarak%20ger%C3%A7ekle%C5%9Fti. E.T. 17.05.2022, E.S. 19.29. ↩
- RTÜK, Medya Okuryazarlığı, https://www.medyaokuryazarligi.gov.tr/haber_goster.php?Guid=20E98A64-49DB-415E-B0CD-3682E77DE48D#:~:text=Bireylerin%20%C3%A7evrimd%C4%B1%C5%9F%C4%B1%20ve%20%C3%A7evrimi%C3%A7i%20ger%C3%A7ekle%C5%9Ftirdikleri,dijital%20ayak%20izi%20olarak%20tan%C4%B1mlan%C4%B1r. E.T. : 19.05.2022 E.S. 01.47.↩
- Paul HİRST, Thompson GRAMPHE, Küreselleşme Sorgulanıyor, Dost Kitabevi 2007, s. 81. ↩
- Nihat YAYALAR, https://www.socialbusinesstr.com/2021/08/06/21-yuzyilin-en-buyuk-5-veri-ihlali/ E.T. 22.05.2022 E.S. 02.33. ↩
Kaynakça
AKBULUT Örsan A.,“Kapitalizm ve Uluslaşma” Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47, Sayı 3, 2014.
AKÇA Nevzan Şelale- Hakan SUNAY, “Özel Spor Merkezlerine Üye Olan Bireylerin Spora Yönelme Nedenleri ve Beklentilerinin Gerçekleşme Düzeyleri”, Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2019, Haziran.
BİNGÖL Orhan, “Foucault’da İktidar, Beden ve Özne Üçlüsü”, Asia Minor Studies, Cilt 7 Sayı 2, 327-334.
BAUDRİLLARD Jean, Simülakrlar ve Simülasyon, Doğu Batı Yayınları,İstanbul 2021.
BAUDRİLLARD Jean, Tüketim Toplumu, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2013.
COŞGUN Melek, “Popüler Kültür ve Tüketim Toplumu”, Batman Üniversitesi Uluslararası Katılımlı Bilim ve Kültür Sempozyumu 18-20 Nisan 2012 Batman, Türkiye.
Creatorden, 2022 Influencer Marketing Durum Raporu, https://creatorden.com/influencer-marketing-2022-durum-raporu/ ,E.T. 15.05.2022, E.S. 03.17.
GHULYAN Husik, “Lefebvre’nin Mekân Kuramının Yapısal ve Kavramsal Çerçevesine Dair Bir Okuma”, ÇYYD, 26(3) Temmuz 2017.
Retro Digital Marketing, https://recrodigital.com/dijital-2021-raporunda-turkiye-ve-dunyada-internet-ve-sosyal-medya-kullanimi-karsilastirmasi-ocak-2021/ E.T. 25.05.2022 E.S. 23.04.
RTÜK, Medya Okuryazarlığı, https://www.medyaokuryazarligi.gov.tr/haber_goster.php?Guid=20E98A64-49DB-415E-B0CD-3682E77DE48D#:~:text=Bireylerin%20%C3%A7evrimd%C4%B1%C5%9F%C4%B1%20ve%20%C3%A7evrimi%C3%A7i%20ger%C3%A7ekle%C5%9Ftirdikleri,dijital%20ayak%20izi%20olarak%20tan%C4%B1mlan%C4%B1r , E.T.: 19.05.2022 E.S. 01.47.
Türkiye İstatistik Kurumu, Evlenme ve Boşanma İstatistikleri, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Evlenme-ve-Bosanma-Istatistikleri-2021-45568#:~:text=Bo%C5%9Fanan%20%C3%A7iftlerin%20say%C4%B1s%C4%B1%202021%20y%C4%B1l%C4%B1nda,binde%202%2C07%20olarak%20ger%C3%A7ekle%C5%9Fti. E.T. 17.05.2022, E.S. 19.29.
WeAreSocial, Hootsuite, Digital 2021 Global Overview Report, https://www.guvenliweb.org.tr/dokuman-detay/we-are-social-ocak-2021-raporu , E.T. 26.05.2022, E.S. 02.56.
YAYALAR Nihat, 21. Yüzyılın En Büyük 5 Veri İhlali, https://www.socialbusinesstr.com/2021/08/06/21-yuzyilin-en-buyuk-5-veri-ihlali/ E.T. 22.05.2022, E.S. 02.33.